Narsiszme Kısa Bir Bakış

Uzm. Psk. Dan. Cem Devezer

Narsisizm Nedir?

Narsisizm, gerek dünyada artarak yaygınlaşması, gerekse kendileriyle ilişki kurmak durumunda kalan durumunda kalan insanlar için oldukça zorlayıcı yaşantılara neden olduğu için oldukça popüler bir konudur. Narsisistler, basitçe kendini beğenmiş, geçinilmesi zor, kendilerini başkalarından daha iyi bulmakla beraber diğerlerini onaylamak konusunda oldukça tutumlu kişilerdir. Sadece en az kendileri kadar değerli ve statülü -ki bu durum toplumsal bazda ciddi anlamda statülü kişilere denk gelir- insanlar tarafından anlaşılabilecekleri için “sıradan insanlarda” ilişki kurmamalıdırlar. Bu “üstün insanları” yüceltirler, sıradan insanlar ise ilişki kurmaya değer değildir veya kendi yüceliklerine yücelik katmak ve amaçlarına ulaşmalarını sağlayacak araçlardırlar. Bu açıdan bakıldığında narsisistik kişilikler, kendileriyle ilişki kurulması en zor kişiliklerden birisidir.

Narsisizmin Kökenleri

Bir çok narsisistin çocukluk çağı yaşantılarına baktığımızda ilgi ve sevgi vermekte eksik veya yetersiz kalan, duygusal olarak tutarsız veya suistimal edici, manipülatif ebeveynlere ve kendini yalnız, değersiz, güvensiz hisseden bir çocuğa rastlarız. Yetişkin yaşlara gelindiğinde, yoğun olarak aşırı telafi ve haz alınacak veya uyarımı artıracak etkinliklere aşırı yönelmek suretiyle de kaçınma mekanizmaları, bugün dışarıdan gördüğümüz tahammülü zor narsisistik kabuğu oluşturacaktır. Temelde hissettikleri değersizlik, kusurluluk, sevilmezlik, yetersizlik benzeri duyguları aşırı telafi etmek için büyüklenmecilik, talepkarlık ve onay arayıcılık etkili yöntemlerdir. Böyle bakıldığında aslında narsisistik kişiliğin benlik saygısının oldukça kırılgan olduğu varsayımıyla hareket edebiliriz.

Narsisizm Spektrumu – “Sağlıklı” Narsisizm ve Sağlıksız Narsisizm

Bir çok kişilik bozukluğunda olduğu gibi narsisizmde de kişilik bozukluğu – sağlıklı yetişkinlik arasındaki çizgi oldukça belirsizdir. Narsisizm skalasını eksi ucunda aşağılık, özgüvensizlik duyguları, artı ucunda üstünlük, kibir, büyüklük duyguları olan bir spektrum olarak düşünebiliriz. Bu spektrumun ortalarında dengeli bir özgüven, ilişki kurma kapasitesi, empati kurma kapasitesi ve bir sorun yaşadığında payına düşen sorumluluğu adil bir şekilde alabilme gibi özellikler bulunur. Siyaset, sanat, iş hayatı gibi alanlarda veya bazen de kendi özel hayatımızda bu spektrumun artı ucuna biraz daha yakın olup patolojik derecelerde bulunmayan örneklerine sıkça rastlarız. Kendisine büyük hedefler koyup bunu başarmaktan başka çaresi olmadığına inanan, bu çerçevede kendisini bir tür uzman, kahraman gibi görüp etrafındaki insanları bu büyük hedeflere yürürken kolayca ikna ve ortak eden ve vasıfları konusunda onay ve takdir bekleyen sıfırdan bugünlere gelmiş bir şirket sahibi fikri hepimize aşina gelecektir. Tüm bunların yanı sıra kendisini başarıya götüren, kendisine bolca onay getiren bu vasıflara engellenmeye tahammülsüzlük, hedefe giden yolda bir çok şeyi mübah görmek gibi özellikler de eşlik etmektedir. Bu tür insanlar için eşit ilişkiler kurmak, sosyal teamüllere sabır göstermek hala biraz zor olacaktır. Buna ek olarak, dünya tarihi, narsisizm spektrumunun orta üst kademesindeki bir çok etkili lider görmüştür. Bu kişiler doğal liderlerdir, atılgan, zeki ve ikna edicidirler. Çevrelerindeki insanların onlara biat etmesini beklerler ve bunu sağlamayı başarırlar. Bu özellikleri sayesinde birçok insanı peşlerinden sürüklerler ve bir çok insanın alamayacağı riskleri alarak bunun sonucunda tarihe geçecek başarılara imza atarlar. Bunun yanı sıra farkında oldukları -belki de biraz dev aynasında gördükleri- üstün vasıfları ve ayrıcalıklı yanları dolayısıyla  realiteyle uyuşmaz ölçüde el üstünde tutulma beklentileri vardır ve kendilerine çok fazla şeyi hak görürler.

Örneklerden de anlaşılacağı üzere, buradaki sağlıklı narsisizm nitelememizin nedeni, narsisistik kişilik yapısının bu ucunun sadece spektrumun patolojik kanadında yer almaması ve sosyal açıdan daha uyumlu olmasıdır. Bunun yanında, patolojik olmasa bile narsisistik kişilik yapısının hala işlevsiz tarafları vardır.

Narsisistik Tutumlar ve Davranışlar Kontrol Listesi

Yaş, cinsiyet, konum vb fark etmeksizin herkesin onları  içten içe kıskandığına ve aşağı çekmek istediğine inanırlar.

Bir çok farklı alandaki ilişkilerin yetişkin – çocuk dinamiği çerçevesinde görür ve kurgularlar. Bir başka deyişle, çocukluk çağından miras kalan olumsuz duygularını ilişki kurdukları insanlara yansıtabilirler.

İnsanlar onların fikirleriyle çelişen ifade ve tutumlarda bulunduklarında suçlayıcı ve küçültücü bir dil kullanırlar. “Beni çıldırtıyorsun” “Beni hayal kırıklığına uğrattın” vb. Ebeveyniniz olmasalar bile böylelikle adeta bir ebeveyn rolü üstlenirler.

Diğer insanlara karşı eleştirel, değersizleştirici, kötüleyici ve çok sert bir şekilde yargılayıcı davranarak kendilerini entelektüel açıdan, zeka veya çeşitli beceriler açısından değerli hissederler. Bu tutumları, temelde oldukça kırılgan bir değerlilik hissine sahip olduklarının önemli bir göstergesidir.

Siyah ve beyaz, ya hep a hiç uçlarında düşünmeye yatkındırlar. Neyin doğru neyin yanlış olduğu, birşeylerin nasıl olması veya yapılması gerektiği konusunda oldukça kişisel ve katı görüşleri vardır.

Benmerkezcidirler. Kendi ihtiyaçları, düşünceleri ve hisleri diğerlerininkinden daha öncelikli ve önemlidir. Kendi ihtiyaç ve isteklerine giden yolda, salt mantık yürüterek diğerleriyle empati yapıyormuş gibi görünmek konusunda başarılı olsalar da, başkalarının sahip olduğu duygularla gerçek bir empati kurmak konusunda isteksiz ve yetersiz kalırlar.

Düşünceleriniz, deneyimleriniz, doğrularınız onlarınkiyle çelişirse kendilerini reddedilmiş ve yargılanmış hissettikleri için oldukça savunmacı olabilirler.

Manüplatiftirler ve bu konuda oldukça başarılıdırlar.

Büyüklükleri veya mağduriyetleri aracılığıyla her zaman göz önünde olmak isterler.

Ayrıcalıklı olmak isterler, sıradan insanlardan daha üstün haklara sahip olduklarına inanırlar.

Konuşmakta rahat olduğu konularda kalabilmek için içinde bulundukları konuşmaları yönlendirirler. Yine benzer bir motivasyonla, sık sık laf keserler.

Özür dilemezler veya gecikmeli olarak özür dilerler. Bir çatışmada veya anlaşmazlıkta önce karşı taraf sorumluluk alırsa belki özür dilerler. Özür dileme davranışları da alışılmışın dışında, biraz daha sakınımlı veya kaçıngandır ve davranışlarının sorumluluğunu tam olarak almazlar. “Beni yanlış anladın” “Niyetim bu değildi” “Ben öyle bir şey olduğunu hatırlamıyorum” vb.