Hiç beklemediğimiz bir anda ne yapsak hazırlıklı olamayacağımız bir kriz sürecine girdik. Bu süreçte bizi geçmişimiz ve geleceğimizden koparan bir zamansızlık ve belirsizlik hali yaşıyoruz. Bu dönemlerde her zaman olduğu gibi tüm bireyler, aileler ve/ veya tüm toplum – yani hepimiz etkilendik. Herkes bu tür olaylardan bir şekilde etkilenirken, her birey süreci farklı yaşayıp, farklı tepkiler verebilir. İnsanların birçoğu olanlar hakkında yoğun şaşkınlık, anlam verememe, güvensizlik veya belirsizlik hissedebilir. Aşırı korku ve kaygı duyguları baskın olabileceği gibi bir şey hissedememe ya da içe kapanma gibi duygular da yaşanabilir. Bazı bireyler bu kaygı ile aşırı tepkiler vererek baş etmeye çalışırken bazıları da tehlikeyi yok sayarak kendini rahatlatmayı seçiyor. En geniş kesim ise daha çok bilgiye ulaşarak belirsizliği azaltma ihtiyacı duyuyor. Ama bu süreç, ne kadar bilgi alırsak alalım benzersizliği ile öngörülemez olmaya devam ediyor.
Sürekli tarama yaparak deprem hakkında haberlere tekrar tekrar maruz kalmak bilgimizi artırmaktan çok kaygımızı artıracaktır. Güvenilir bilgi kaynaklarından güncel gelişmeleri kendimizi de koruyarak dengeli bir biçimde takip etmek bizim için çok daha koruyucu bir önlem olacaktır. Peki bunun dışında kendimiz ve sevdiklerimiz için neler yapabiliriz? Dahası bu kriz döneminde ruh sağlığımızı nasıl koruyabiliriz?
#Anda kalın! Sorumuz: Tam şu anda ne yapabilirim? Kendimi ve sevdiklerimi nasıl koruyabilirim? İhtiyacı olanlara nasıl yardım edebilirim? Yarın için plan yapabilirsiniz ama yarın için senaryo yazmayın! Zihninizde ardı ardına gelebilecek olumsuz düşünceleri yeniden üretmemek için negatif düşünceleri fark ettiğinizde düşüncelerinizin gerçekçi olup olmadığını kendinize sorabilir ve çıkarım yapmadan durumu olduğu gibi algılayabilecek kanıtlar arayabilirsiniz. Varolan kanıtlara dayalı bir eylem planı hazırlayın ve ardından gündelik rutininizi devreye sokmaya çalışın. Unutmayın, geleceğin sorununu güncellemek sadece stres hormonu salgılamamıza ve panik duygumuzun artmasına sebep olur! Anlık ve dürtüsel kararlar vermek yerine sakin kalarak kanıtları değerlendirmek ve güvendiğiniz kişilerden destek almak bu süreçte daha uygun kararlar almanızı sağlayabilir.
Son olarak, unutmayın ki çocuklarımızın sadece fiziksel sağlığından değil ruh sağlığından da sorumluyuz! Biz yetişkinler sakin olacağız ki onları da sakinleştirebilelim! Bilsinler ama korkmasınlar! Bu nedenle onları televizyondan uzak tutmak ve yanlarında konuşmalarımızı filtrelemek önemli bir fayda sağlayacaktır.