DEĞİŞEN İNSANLIK HALLERİMİZ: ŞEMA MODLARI

UZM. PSK. DAN. CEM DEVEZER

Bu yazımızda, Şema Terapi yaklaşımında önemli bir yeri olan Şema Modlarından ve Mod Yaklaşımından söz edeceğiz. Bu amaçla, önemli bazı kavramları kısaca tanımlayıp modların kaynağını ve günlük pratikte modlarımızı nasıl deneyimlediğimizi açıklayacağız.

 

Şema Nedir?

Şema terapinin en temel kavramlarından birisi olan erken dönem uyumsuz şemalar, çocukluk ve ergenlik çağlarında güvenli bağlanma, sağlıklı sınırlar, özerklik, kendiliğindenlik, duygu ve ihtiyaçlarını ifade edebilme özgürlüğüne sahip olma gibi temel duygusal ihtiyaçların sistematik bir şekilde eksik deneyimlenmesi veya fazla doyurulması sonucunda oluşan en temel ve genel, uyum bozucu özellikteki bilişsel yapılardır. Erken dönem yaşantılarımıza dair önemli anılar, inanç sistemleri(bilişler), davranışlar, duygular, beden duyumları, şemaların önemli bileşenleridir. 

Yaşamımızın erken dönemlerinde oluşan bu bilişsel yapıların uyumsuz olarak nitelenmesinin nedeni, şemalarımıza ait bilgilerimiz, tutumlarımız, hislerimiz her ne kadar çocukluk atmosferimiz ve bu atmosferin kurallarına uyumlu olsalar bile, yetişkinlik dünyamızın gerçekliğiyle uyumsuzluk yaratır. Bu uyumsuzluk, kendisini olumsuz temel inançlar ve bunlara bağlı kronikleşen ve yoğun olumsuz duygulara ve işlev bozucu davranışlara neden olmaktadır.

 

Şema Modu Kavramı

Erken dönem uyumsuz şemalarımız, bağlı oldukları çocukluk çağı deneyimlerine benzer ortam ve atmosferlerle karşılaştığımız durumlarda tetiklenir. Örnek vermek gerekirse, iş veya okul hayatınızda yaşadığınız bir başarısızlık, hali hazırda sahip olduğunuz yüksek standartlar, başarısızlık gibi şemalarınızı tetikleyebilir. Bu tetiklenme sonucunda, başarısız olduğunuz için kendinizi çok “yetersiz ve aptal”, “diğerlerinden daha başarısız” bulabilir, bununla ilgil yoğun bir hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz. Bu yoğun ve tetiklenince uzun süren, aksine ikna olmakta/kendimizi ikna etmekte çok zorlandığımız bu duygu ve düşünceler, örneğini verdiğimiz şemaların köken anıları, inançları ve duygularıyla bağlantılı şema modlarının aktive olmasından kaynaklı olarak karşılaştığımız başarısızlık deneyimini toptan “aptal, sorumsuz, yetersiz, başarısız” olduğumuz şeklinde yorumlamamıza neden olmaktadır.

Bu örnekten de yola çıkarak tanımlamaya çalışırsak, şema modları, şema tetikleyicileriyle karşılaştığımız durumlarda yaşadığımız istemsiz, yoğun ve dirençli duygulanım ve algılama biçimlerinden oluşan değişken yapılardır.

Şema modlarını üçü işlevsiz, biri işlevsel modları ifade eden dört ana başlıkta inceleyebiliriz. İşlevsiz olan şema modlarımız çocuk modları, ebeveyn modları ve başa çıkma modlarıdır.

 

Çocuk Modları

Benliğimizin duygusal ve bilişsel olarak çocuk kalmış, incinmiş ve/veya dizginsiz yanlarıdır.

Erken dönem uyumsuz şemalarımıza bağlı çocukluk çağı anılarımızla benzer gelen durumlarla karşılaşıp, bu anı ve sahnelerde hissedilen aynı çocuksu duyguları yoğun bir şekilde hissettiğimiz durumlarda çocuk modlarımızla durumu deneyimleyip algılarız. Terk edilme şeması tetiklenen bir yetişkin, partnerinin kendisinden uzaklaştığını düşündüğünde tıpkı geçmişinde olduğu gibi yoğun bir kaygı hissedip terk edilme – yalnız bırakılma beklentisine girdiğinde incinmiş çocuk moduna geçiş yapmıştır. Bu deneyimiyle ilgili partnerine yoğun bir hiddet duyduğu bir anda aynı şemanın öfkeli çocuk moduna geçiş yapar. Çocuk moduna geçtiğimiz durumlarda hissettiğimiz duygular ve algılayışımızın sınırlılıkları, çocuksu bir his ve görünüm sunar.

 

Ebeveyn Modları

Dünyaya dair doğrularımızı, kurallarımızı, beklentilerimizi, prensiplerimizi, kendimizi kontrol etme ve yönetme becerimizi çocukluk çağımızdaki önemli otorite figürlerinden öğrenmiş veya ödünç almışızdır. Çocukluk çağımızda ebeveynlerimizin veya önemli otorite figürlerinin (büyük ebeveynler, öğretmenler vb) bu alanlardaki mesajlarını ve tutumlarını kendi anladığımız şekillerde içselleştiririz. Bu sürecin sonunda, kendimize ait disipline edici bir iç ses elde ederiz. 

Sahip olduğumuz bu iç sesler, bazen rol modellerimizin yanlış – katı tutumlarından dolayı işlevsiz iç seslere dönüşebilirler. Bu süreç, talepkar ve cezalandırıcı ebeveyn modlarını ortaya çıkarır. Bir başka deyişle, yetişkin hayatımızda etkisini sürdüren, kendimizden performans veya duygusal alanda fazla baskılayıcı olan veya kendimizi değersizleştiren kötücül düşünce ve tutumlarımızın kaynağı, sağlıksız ebeveyn modlarımızdır. 

Performans odaklı talepkar ebeveyn modu çok güçlü olan bir yetişkin, eğlenme, dinlenme ve keyif verici aktivitelere zaman ayırmayı bir kayıp olarak görebilir. İş, okul veya başarıyla eşleştirilen diğer alanlarla ilgili üstümüzde bir baskı hissetmemize ve kendimize zaman ayırdığımıza suçlu hissetmemize neden olabilir. Duygu odaklı talepkar ebeveyn modu çok güçlü olan bir birey, bazı duygu ve gereksinimlerini baskılamak durumunda olduğunu, aksi halde bencil davrandığını düşünebilir. Cezalandırıcı ebeveyn modu çok güçlü olan bir yetişkin, kendini değerli görmekte zorlanır. Bu modlardan aldığımız içsel mesajları benliğimizden ayırmak ve eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşıp tek başımıza savaş vermek çoğu zaman zorlayıcı bir süreçtir. Alınan bu mesajlar bize çok doğru gelir veya daha sağlıklı alternatif bakış açıları üretmekte zorlanırız.

 

Başa Çıkma Modları

Savaş ya da kaç mekanizmasının bir parçası olan başa çıkma modlarımız, çocuk ve ebeveyn modları arasındaki gerilimle ya da çocuk modlarının olumsuz hisleriyle hızlı bir şekilde başa çıkmamıza yardımcı olmayı amaçlar. Bu yoğun hislerden kaçınabilir, onları erteleyebilir, tersi doğruymuş gibi davranarak aşırı telafi edebilir ya da “başımızı daha fazla derde sokmamak için” teslimci ve itaatkar davranabiliriz. Örneğin, kaçınmacı başa çıkmanın bir parçası olarak kopuk korungan moda geçerek kendimizi uzak, kopmuş, yabancılaşmış hissedebiliriz veya kopuk kendini uyuşturan modda oyalayıcı ve uyarıcı aktiviteleri(işkoliklik, alışveriş, kumar bağımlılığı, alkol ve madde kullanımı, teknoloji ve oyun bağımlılığı vb.) çok yoğun bir şekilde gerçekleştirmek yoluyla gerilimli duygulardan uzaklaşabiliriz. Aşırı telafici başa çıkmanın bir parçası olarak büyüklenmeci moda geçerek kendimize suni ve abartılı bir üstünlük hissi inşa etmek yoluyla incinmiş hissetmekten korunuruz. Teslimci moddayken, en özet haliyle senin dediğin olsun şeklinde davranarak gerilim yaratan durum içinde itaatkar davranıp fırtınanın geçmesini sessizce bekler ve umarız. 

Başa çıkma modlarımız, belli bir ölçüye kadar işlevseldir; kaç ya da savaş mekanizması evrimsel arka planı olan bir mekanizmadır. Bununla beraber, her birimiz gerek mizacımız, gerekse çocukluk çağımızdaki atmosferin gerektirdiklerinin bize öğrettikleri dolayısıyla kaçınmacı, teslimci veya aşırı telafici başa çıkma tarzlarından birine biraz daha yatkın olup daha yoğun olarak kullanabiliriz. Başa çıkma modlarımız belli bir ölçüyü aştığında gerçeklikle ve ihtiyaçlarımızla olan bağımızı koparıp işlev bozucu olabilmektedir.

 

İşlevsel Modlar

Sağlıklı yetişkin modu ve mutlu çocuk modu, terapide güçlenmesine veya daha fazla alan açılmasına çalışılan istendik ve sağlıklı modlarımızdır. Yetişkin rolününün gereklerini sağlıklı bir şekilde yerine getirmemize yardımcı olan, objektif hatta iyimsere biraz daha yakın bir kendilik algısıyla ilişkili olan modumuz, sağlıklı yetişkin modudur. Ortalama bir mental dengeye sahip her yetişkinin belirli ölçüde ve mutlaka sağlıklı yetişkin moduna sahip olduğunu var saymaktayız. 

Önemli duygusal ihtiyaçları karşılanan, sınırları sağlıklı çizilmiş, spontan olmasına müsaade edilmiş her çocuk, potansiyel olarak mutlu çocuktur. Şema terapi, karşılanmamış veya engellenmiş çocukluk çağı duygusal ihtiyaçlarının farkına varılıp, gerekli koşulların şimdiki yaşantıda yeniden sağlanmasına yol arayan ve mutlu çocuğun potansiyelini gerçekleştirmesine aracılık eden bir yaklaşımdır. Mutlu çocuk modunda olduğumuzda bir yetişkin olarak kendimizi huzurlu, sevilen, değerli, güvende, şimdiki anda, kendiliğinden ve oyuncu ve keyifli hissederiz.

 

Şema Modlarının Yetişkin Yaşamındaki Yeri

Mod kavramı üzerinden işlevselliği tanımlayacak olursak, sağlıklı yetişkin modunun sorun çözme becerilerinden yararlanıp ve sağlıklı yetişkin modumuzun belirlediği uygun sınırlar dahilinde mutlu çocuk modunu deneyimleyebildiğimiz ölçüde işlevsel ve mutlu bir yaşam sürebiliriz. Şema terapide bu amaca ulaşabilmenin yolu, en temelde incinmiş çocuk modlarının kişi tarafından neden ve nasıl incindiğini ve/veya kızgın ve dürtüsel çocuk modlarının neden ve nasıl oluştuğunu anlamakla başlar. 

Bir yetişkin olarak yaşamakta olduğumuz, bağlamla uyuşmayan yoğun ve aşırı duyguları sağlıklı yetişkin algısı güdümüne sokabilmenin en temel koşulu çocuk modlarının geçmişte karşılanmayan ihtiyaçlarının terapi sürecinde ve sonra da gerçek hayatta uygun bir şekilde karşılanmasıdır. Bu temel amacı engelleyen birinci unsur, aşırıya kaçan başa çıkma modlarıdır. Yaşam problemlerimizi çoğunlukla ya da günün sonunda sağlıklı yetişkin tarafımızla çözümleyebiliyorsak, başa çıkma modlarının ölçülü bir şekilde yaşamımızda varlık sürdürmeleri ve acil durumlarda geçici çözümler sunmasında bir sakınca yoktur.

Çocuk modlarına yeniden bakım vermeyi zorlaştıran ikinci unsur ise işlevsiz ebeveyn modlarının incinmiş çocuk modumuzu daha da incitmeye ya da dürtüsel/öfkeli çocuk tarafını daha da öfkeli ve sabırsız hale getirmeye devam etmesidir. Nüfuzu artmış ve ılımlı, akılcı yeni bilgilerle güncellenmiş bir sağlıklı yetişkin modunun varlığında, işlevsiz ebeveyn modlarımızın bilgi birikimine göre hareket etmeye ihtiyacımız yoktur. O yüzden bu modlarımızın yaşamımızdaki etkisini sınırlayabildiğimiz, gerekiyorsa tamamen ortadan kaldırabildiğimiz ölçüde çocuk modlarımızı iyileştirerek işlevsel bir yetişkin yaşamı sürmeye başlayabiliriz.